10 Aralık 2009 Perşembe

Fransız yazar ve filozof Albert Camus' ye göre, insan ne ise o olmayı reddedebilen tek yaratıktır. İnsan başkaldırmasının koşuludur bu. İnsan, baskı ve yoksulluğa karşı, anlamsız ve değersiz bulduğu bir yaşama karşı başkaldırabilir. İnsanın başkaldırdığı yerde dayanılabilir olanın sınırı aşılmış demektir. Başkaldıran insan aslında şunu söylemektedir: şimdiye kadar dayanabiliyordum, ama artık yeter, artık kendimi savunacağım. Bu noktada isyancının, her zaman ve sadece bir şeylere karşı olmadığı, değerli bulduğu için korumak istediği bir şeyler adına da isyan etmis olabileceği görülür. Adaletsizlikten yakınan insan, adelet istiyordur. Anlamsızlığa karşı direnen insan, anlamın peşindedir. Her isyancı, belkide farkında olmadan sevgiyi, tinsel yada kutsal olanı arıyordur. Yani aslında her isyancı, bir şeyleri reddederken, bir şeyleri de kabul ediyordur.

Her başkaldırının bu iki yüzü, eğer isyancı, kendi ilkelerine aykırı araçlara başvuruyorsa, örneğin şiddete karsı şiddetle, yalana karsı yalanla mücadele ediyorsa, çelişki haline gelir. Camus' a göre ancak "ortalama yürekler" bu çatışmayı fazla zorlanmadan çözerler; "yüksek gerilimli yürekler" için ise bu, kendilerini ölüme sürüklese bile, çoğu kez bir çıkış yolu bulamadıkları "korkunç bir problem" dir.

Ulrike Meinhof.................Alois Prinz